Tuesday, November 1, 2011

011111


Monday, October 31, 2011

being esnaf malkovich

















sıcak yaz sabahlarında dükkanın önünü sulamak demektir ESNAF OLMAK veresiye defteri tutmaktır iki çay biri açık yeğene oralet bir buçuk acılı adana yanında ayrandır buyurmaz mısın abla BAKIN BAYAN BU ORNİTORENK SİZİ AÇTI bozuk yoksa sonra verirsin kardeşim istemediğin müşteriyi kapıdan geri çevirmek karşılıksız çek vermek cumaya gitmek geri gelmemektir. hayırlı işler abim, güzel abicim.

Monday, March 21, 2011

geniş zamanlar



sabahları sıcak çorba bulunur. köprü ve viyadükler yoldan önce buzlanır. kuşlar öter. günün anlam ve önemine binaen konuşulur. her nevi alçı, boya, kartonpiyer işleri itina ile yapılır. sadece güçlüler ve hakiki sarışınlar hayatta kalır. su yüz santigrat derecede kaynar. DİKKAT KÖPEK VAR! şehrin muhtelif yerlerinde aniden yangınlar başlar. nurses look after patients in hospitals. rice doesn’t grow in cold climates. eğer hoparlörler dogru mesafede olursa bu şarkı harika olur* bu pilav daha çok su kaldırır.




"eğer hoparlörler doğru mesafede olursa bu şarkı harika olur", kolaysa anlat, kolpa

Friday, February 4, 2011

kevıns - kevınlar (2010)



gerçek hayatlarında da dost olan kevın'lardan kevın spacey'in kevın costner'ı, kevın costner'ın kevın cline'ı, kevın kline'ın ise kevın spacey'yi canlandırmaları seyircilerin film boyunca kendi aralarında konuşmaları ve homurdanmalarına yol açıyor. eleştirmenler bu açıdan filmi oldukça karmaşık(complicated) buluyorlar.















herkesin birer abigail, helen, frankie, johnny ve tom olduğu bir yerde onlar kevın olmak zorundaydılar ve kevın olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. fakat eninde sonunda kevın olmakla yüzleşeceklerdi.

filmin sürpriz finaliyse hayatın kevınlar için bir level daha zor olduğuna şartlananlara adeta bir ders verir niteliğinde. film, kevınların güneş doğmadan önce balığa gitmeleriyle bitiyor.



Wednesday, January 5, 2011

something about tuğçe


picassonun bleeding woman tablosunun önündeydiler ve  işyerinden arkadaşı melis'e dönüp aynen öyle demişti; "çok başarılı".














melis'in kafasını aşağı yukarı -emme basma tulumba gibi- sallayıp hım hım diyerek onayladığını görünce de tekrar tabloya dönmüş ve yeni keşfini bir süre daha hayranlıkla incelemeye devam etmişti. melis, tuğçe'nin facebook üzerinden gönderdiği "picasso istanbul'da" event'ını gördüğünde çok heyecanlanmış, hemen o an -programının uygun olup olmadığını bile kontrol etmeden- butona tıklamıştı; "attending".

tuğçe aynı hafta içerisinde öğle arası gittiği numnum'da yediği wrap, bir akşam iş çıkışı uğradığı mango'nun vitrininde gördüğü siyah çanta ve haftasonu spordan sonra en yakın arkadaşı cansu ile gittiği accesories'ta deneyip beğenip ama -nedense- satın almadığı bir çift küpe için de aynı iki kelimeyi kullanacaktı; "çok başarılı".

tuğçe. 24 yaşında, oğlak burcu kadını. bir senedir maslak'taki bir reklam ajansında jr. art director olarak çalışıyor. önümüzdeki hafta al jamal'da sevgilisi berkecan ile birlikteliklerinin altıncı ayını kutlayacaklar.

sizlere bunları neden anlattığımı bilmiyorum. dinlediğiniz için teşekkür eder;m.