Friday, October 19, 2007

readme.txt

ç’köfte: yıllardır çiğ köfte olarak bildiğimiz, yoğurduğumuz, yediğimiz bu lezzetli kahverengimsi çiğ köftelere, çiğ köfte yerine artık ç’köfte diyerek et, bulgur, salça, soğan’ın yanına neden bir fransız esintisi katmayalım. ve artık neden bir rata touille provençale, bir escargot du chateau concorde’nin yanında bir de ç’köfte söyleyip isteyenimiz sarkozy’yle, isteyenimiz mylêne farmer’la kadeh tokuşturmayalım ezilmeden, büzülmeden, neden. enjoy.


rick: “bir porsiyon ç’köfte’ye ne dersin?”
ilsa: “bayılırım”

zurück: geri, geriye, arkaya; geride, arkada anlamına geldiğini söylese de almanca&türkçe sözlükler, lise yıllarında gidilen ikisi konulu, biri van damme filmlerinden oluşan sinema günlerinden apartılan kelimeleri saymazsak -ichkomme/schönn- almanca’ya ipek ongun edebiyatına olabileceğimizden daha uzak olan bizler ortadaki r’yi uzattarrrak anlamak istediğimiz gibi tercüme ediyoruz. cümle içinde kullanımı; “zagor orhan, kahvede okey oynarlarken taş çalan ayhan’ı ‘bize de mi len zurrück’ diyerek onyedi yerinden bıçakladı”.

Friday, October 12, 2007

hayat ne tuhaf facebook'ta eski bir tanıdığı görmek falan



öylece karşımda duruyordun kollarını iki yanında kavuşturmuş, objektife 33%'lük bir gülümsemeyle bakarken. hiç değişmemişsin diye yazmayı düşündüm; "en son görüştüğümüzden, hayatımdan çıkmayı seçtiğinden, bırakıp gittiğinden beri. kaç yıl geçmiş aradan, aynı gülümseme, aynı bakışlar. muhtemelen tek fark, ağarmaya başlayan saçlarını kapatmak için daha fazla boyaya ihtiyaç duyuyorsun. ve o hüzünlü bakışların üzerine bilgelik eklenmiş; hayatı çözmüş gibi bakıyorsun".

sonra -muhtemelen karşına çıkan ilk erkekle- evlenmiş olduğunu fark ettim, onun soy ismini aldığını. bazen kopmuş bir bağlantıyı onarmak için elimize fırsatlar geçer ama bazı zamanlar bunu yapmaktan kaçınmalıyız. mesaj göndermekten de, seni dürtmekten de vazgeçtim; "forget her".

bir yerlere varmak yerine, bir şeylerden kaçmak için bir yerlere tutunmaya çalışanların çoğunlukta olduğu bir dünya bu. ve sen de yıllar önce, o zamanlar benim de yaptığım gibi bir şeylerden kaçmayı seçmiştin. bense artık bunu yapmıyorum, kaçmıyorum, -eninde sonunda bir yerlere varmak için- bir yerlere tutunmadan yolumu bulmaya çalışıyorum. gerçi fotoğraf albümündeki bakışların her şeyi anlatıyor ama umarım mutlusundur. iyi bayramlar.