Friday, March 13, 2009

about:blank

bitlenmek üzere olan kanepenin boşalttığı yeri yeni bir kanepeyle, kullanımını gereksiz bulduğun şifonyerinkini ikea’dan 10 taksite aldığın kitaplıkla doldurabiliyorsun, ne güzel. artık biraları soğutmadığı için kapının önüne koyduğun buzdolabının boşluğunu başka bir buzdolabıyla, calgon kullanmadığın için rezistansı kireçlenen makineninkini –çamaşır mı bulaşık mı yazar burada emin olamıyor- gıcır gıcır bir beyaz eşyayla doldurabilmen de mümkün.

-sonra devam ettim-

ama mümkün olsa da buradan, bu durduğun yerden bakınca pek de mümkün gibi görünmeyen şu ki atkuyruğu saçları, yüzünün üçte birini kaplayan güneş gözlükleriyle belki hayatının kenarından kıyısından üstelik teğet sayılabilecek bir eğimden geçmiş birinin boşluğunu kapatamaman”.


“hani teğet geçmiştin ulan”

hızımı alamadım; “bu boşluğu bir süredir başka bir -boşluk-la kapatmaya çalışıyor olman ve bunu çok zaman sonra fark etmiş olmana da yuh diyorum utanmaz herif” dedim allah yarattı demedim giriştim kafasını gözünü yardım elimden zor aldılar.

yüzde doksan dokuzu boşluk olan insanoğlunun ne denli nedenli, nedensiz, ansızın beliren ya da kronik boşluk hissiyle başa çıkması kolay iş değil nitekim. cosmos kimseyi boşlukla terbiye etmesin, amin.


2 comments:

  1. iyidir arada bos'luk. kendine getirir, yeni bir bakis acisi getirir.

    umuyoruz en azindan. tasdik de ediyoruz.

    ReplyDelete
  2. iyidir arada bos'luk. kendine getirir, yeni bir bakis acisi getirir.

    umuyoruz en azindan. tasdik de ediyoruz.

    ReplyDelete